14 Aralık 2017 Perşembe

TÜRK – AMERİKAN SAVAŞI ve 15 TEMMUZ Mithat Akar Bir Kitap Bin İnsan


                            Mihat Akar 'TÜRK – AMERİKAN SAVAŞI ve 15 TEMMUZ'
            ATAYURT Yayınevi Ankara, Eylül 2017, 214 Sayfa, ISBN: 978 605 83120 4 3
     Küresel çetelerin kuşatmasında ve hedefinde olan ülkelerin halkları öncelikle kendi tarihlerine yabancılaştırılır. Ülke ameliyat masasına yatırılır, din, dil, ırk ve etnik krokisi çıkartılır. Zaten halkı yönetecek kişiler daha önceden belli eğitimlerden geçirilerek hizmete hazır hale getirilmiştir. Tüm bunların hepsi bir çırpıda yapılacak şeyler değildir. Emperyalizm sabırlıdır ve hedefe oturtduğu ülkeye uzun yıllar zaman ayırarak, oltanın ucundaki yemi kapacak balık kıvamına getirir. Bunun için o ülkede tehlikeli gördüğü herşeyi kendi hedefleri doğrultusunda değiştirir. Eğitim sistemi, ordusu, milli değerleri erozyona uğratılır. Sınır komşuları ile ilişkileri bozulur ve bölgede yalnızlaştırılır. Toplum saç telinden ayak parmaklarına kadar ayrıştırılır ulusal birlik bozulur. Medya, halk arasında ki bu ayrışmayı artırmak için düzenli yayınlar yapar. Halk planlı hazırlanan programlarla hem bilinçsizleştirilir hemde kutuplaştırılarak düşman hale getirilir. Emperyalizmin güdümünde hareket eden sivil toplum kuruluşları, siyasiler, sözde aydınlar kendilerine verilen görevi eksiksiz yerine getirir. Ulus devlet yapısı çözülmeye başlar ortaya ırk ve mehzep merkezli küçük çıbanlar çıkar. Bu çıbanlar zamanla beslenir ve büyümesi sağlanır. Bu şekilde hedef ülkenin sosyal, toplumsal ve kültürel yapısı ele geçirilir.Ve tüm bu unsurlar zamanı geldiğinde sahneye çıkarak kendilerine verilen görevi yerine getirir.

     Türkiye'nin sancılı yapısını doğru analiz edebilmek için 1938 'den günümüze kadar sürecin iyi bilinmesi önemlidir. Daha doğrusu adım adım emperyalizm tarafından nasıl kuşaltıldığımızı öğrenmeliyiz. Zira eksik bilgi ile günümüz olaylarını doğru analiz yapmamız zorlaşır.

     Yukarıda taslak olarak anlatmaya çalıştığım bu olay örgüsünün doğurduğu nedenler ve sorunlar, tanıtımını gerçekleştireceğimiz Mithat Akar'ın 'Türk ve Amerikan Savaşı ve 15 Temmuz' isimli kitabınında temel konusunu oluşturmaktadır. Yazar, 'ABD Emperyalizmi ve dışa bağımlılık' , 'Terörle mücadele ve milli güç' ve '15 Temmuz iç savaş ve işgal girişimi' olmak üzere üç bölüm altında yaptığı durum analizlerini okuyucu ile paylaşıyor.

     15 Temmuz gerçekte nedir?  15 Temmuz'un arkasında ki büyük resmi görebiliyor muyuz?

     Yazar kitabında Türkiye'nin 15 Temmuz'a geliş sürecini inceliyor.

     Birinci bölüm olan 'ABD Emperyalizmi ve dışa bağımlılık' da; Bağımsız Türkiye Cumhuriyetine tehdit oluşturan, Truman Doktrini ve Marshall Planını, eğitim sistemimizi ABD'nin güdümüne sokan Fulbright eğitim anlaşması ve enstitüleri ile gelecek nesillerimizin hedef tahtasına oturtulduğuna değiniyor. Sevr'den BOP'a sömürge yönteminde de Türk-Amerikan savaşına genel bakış açısını sunarak, Nato üzerinden yürütülen operasyonları okuyucuya aktarıp Türkiyenin işgal edilişini ortaya koyuyor. Özellikle bu bölümde ele alınan Truman Doktrini, Marshall Planı ve Fulbrigt eğitim anlaşmasının önemini çok iyi kavramak ve Türkiye'yi nasıl bir çıkmaza sürüklediğini görmek çok önemlidir.
     Akar, durumu doğru analiz edebilmek için 1947 yılında Türkiye'yi bölgede Sovyetlere karşı kullanmak amaçlı ABD tarafından Sovyet tehdidine karşılık yaptığı Truman Doktrini planını ele alarak başlamaktadır. Türkiyenin bağımsızlığına tehdit oluşturan bu anlaşma ile ABD, Türkiye'ye 152.5 milyon dolar yardımda bulunuyor. Fakat bu yardımın arka planında yapılan anlaşmalarda Türkiye ABD'ye bağımlı bir devlet haline getiriliyordu. Örneğin bu yardımın ağır sanayide kullanımı yasaktı, Milli eğitimde ABD söz sahibi yapılıyor ve Amerikan eğitim modeli ile toplum kontrol edilebilir hale getirilmeye çalışılıyor ve halk medyanın devreye girmesiyle ABD'yi sevmemiz gerektiğine inandırılıyordu.

     İkinci bölümünde; 'Terörle mücadele ve milli güç', başlığı kapsamında günümüz sorunlarını daha doğru anlamamıza katkısı olacak değerlendirmelerde bulunuyor. Aslında yıllardır gerek halk olarak gerekse TSK olarak yaşanan sorunlar çok iyi bir anlatılmış. Bunun yanı sıra çözüm önerilerininde altını çizerek okuyucunun ilgisini bu noktaya çekmeye çalışıyor. Zira yaşanılan bu kaos ortamında çaresiz bireylerin çoğaldığını ve bu çaresizliğin 'insanı' ne olursa olsun noktasına getirerek yenilgiyi kabul ettiren, bezdirme yöntemininde başka bir psikolojik savaş yötemi olduğunu göz ardı edemeyiz.
     Bu bölümde terörün ne amaçla yaratılıp, beslendiği örneklerle anlatılıyor. Terörün neden tırmandırıldığı, büyük şehirlerde patlatılan bombalarla toplum içinde iç huzuru bozma ve korkutma ile baskı altına tutmak, ortadoğuda emperyalizm tarafından yani suni nedenlerle yaratılan savaş ortamını irdeleyerek tüm bunların ve güneydoğuda yaratılan, güçlendirilen ve kontrol altında tutulan terörün aslında yüz yıldır bitmeyen bir hayale hizmet ettiğini gösteriyor.
     Özellikle Türkiye'de toplumun bilmesi gereken ve ülkenin geleceğine tehdit oluşturabilecek hayati önemi olan pek çok anlaşma veya yasanın toplumdan kaçıralarak kabul edildiği yasalaştırıldığı bir gerçektir. Bu yasalardan en önemlilerinden biri olan 'İkiz yasalar' ın ihtiva ettiği tehlikenin boyutları uluslararası tehdit adı altında anlatılıyor kitapta. İkiz yasaların ne anlama geldiği ne acıdır ki toplumumuz tarafından yeteri kadar bilinmemektedir. İkiz yasaların ne olduğunu burada değinmenin önemli olduğuna inanıyorum.

'Türkiye'nin 34 yıl boyunca imzalamadığı ve 2000'de Ecevit, Bahçeli,Yılmaz hükümeti tarafından imzalanan İkiz yasalar, 2003 yılında Ak parti hükümeti tarafından onaylandı.
İkiz yasalar sözleşmesine göre;
a) Bütün halklar kendi kaderini tayin hakkına sahiptir. Bu hak vasıtasıylşa halklar kendi siyasal statülerini serbestçe tayin edebilir ve ekonomik, sosyal ve siyasal gelişmelerini serbestçe sürdürebilir. (Siyasi özerklik)
b) Bütün halklar, ...doğal kaynakları ve zenginlikleri üzerinde kendi yararına serbestçe tasarrufta bulunabilir. Bir halk sahip olduğu maddi kaynaklardan hiç bir koşulda yoksun bırakılamaz. (Ekonomik denetimin merkezi olmaktan çıkarılması)
  1. ...bu sözleşmeye taraf bütün devletler, kendi kaderini tayin hakkının gerçekleştirilmesi için çaba gösterir ve Birleşmiş Milletler şartının hükümlerine uygun olarak bu hakka saygı gösterir denmektedir.
Yani Güneydoğuda gerçekleşecek olası bir ayaklanma, bu sözleşme ile 'meşru' zemine oturtulmaktadır. Emperyalizm bu anlaşmayı gerekçe göstererek Türkiye'ye müdahale edebilir.
Hatırlayınız avrupanın mutlu ülkesi Yogoslavya'nın iç dinamikleri ile nasıl oynandığını ve bu yasayla işgal edildiğini. '

     Kitabın son bölümüde olan '15 Temmuz iç savaşı ve işgal girişimi'n de yazar size sunduğu tüm bilgileri bir kez daha süzgeçten geçirerek gerçek resmi görmenizi sağlıyor. Bunu yaparken diğer bölümlerde eksik kalan noktaları bu bölümde tamamlıyor. Örneğin TSK'nın itibarsızlaştırılması, kıbrıs ve ege, BOP gerçeği, ABD'nin Türkiye planı, 80 darbesi gibi kritik konular hakkında bilgiler verilerek 15 Temmuz'un ne olduğunu ortaya konuluyor.
     15 Temmuz; ABD merkezli planlanan, özellikle stratejik hata ve açık veren, TSK'nın etkinliğini zayıflatmak isteyen kuvvetler tarafından gerçekleştirilen, 'Askeri bir darbe' değil bilakis'Türk Askerine' yapılan bir darbedir. Darbenin kahramanları yani 15 Temmuzu gerçekleştirenler, Ergenekon ve Balyoz darbesi ile tasfiye edilen komutanların yerine geçenler tarafından gerçekleştirilmiştir. Yani Ergenekon ve Balyoz olmasaydı 15 Temmuz'da olmayacaktı. Türkiye'de hiç bir olay tek başına bağımsız bir şekilde ele alınmamalıdır. Çünkü her olay önceki bir olayla bağlantılıdır.


     Türkiye'de bu kitapta yer alan bilgilerden habersiz milyonlarca insanın var olduğu bir gerçektir. Bu ve buna benzer kitaplar ne kadar çok okunursa bilgi seviyemizde ona göre artacak ve güncel siyaseti ve oynanan oyunları daha doğru analiz yaparak anlamamız kolaylaşacaktır. Zaten Mithat Akar son sayfada sunduğu kaynakça bölümünde faydalandığı önemli isimlerin kitaplarını görebilirsiniz. Kaynakça olarak sunulan bu kitapların aslında her birinin okunması gereken çok önemli kitaplardır. M.Emin Değer'in Oltadaki Balık Türkiye, başarılı araştırmacı gazeteci yazar Banu Avar'ın kitapları gibi daha pek çok başarılı ismin günümüze ışık tutan kitapları okunmalı ve okutulmalıdır.
     Okudukça bilgileneceğiz, bilgilendikçe bu oyunlardan, prangalardan, tuzaklardan kurtulacağız. Hep okumanız ve okutmanız dileğiyle.

14 Aralık 2017 Heidelberg

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder