7 Eylül 2017 Perşembe

Gün O Gündür Banu Avar Bir Kitap Bin İnsan

'Gün O Gündür' Banu Avar Bir Kitap Bin İnsan
Mezbaha da ayakları bağlanmış ve kesilmeyi bekleyen kuzular gibiyiz. Ülkemiz üstünde oynanan yüz yıllık oyunları hala göremiyor ve bizlere hazırlanıp tepsi içinde sunulan siyasi partiler arasında ben sen kavgası yaparak zaman kaybediyoruz. Oysa ki ne bizim onlardan, neden onların bizden farkı yok. Hepimiz bu ülkeyi oluşturan halkız. Ve halk olarak gerçek düşmanı görmeye ve vatan için artık mücadele etmeye mecburuz. Bu nedenle Banu Avar'ın 'Gün O Gündür' kıtabı okunmalıdır. Çünkü söz edilen 'O Gün' aslında 'Bugün'dür.

Türkiye ve ortadoğu küresel güçlerin kıskacında. Devir lozan anlaşmasının intikamının alındığı bir devir. Hatırlayalım Lozan görüşmelerinde İngiltere dışişleri bakanı Lord Curzon, İsmet İnönü'ye 'Müzakerelerde sizden istediğimizi alamıyoruz. Ama unutmayın, bugün reddettiklerinizi yarın cebimizden çıkarıp önünüze koyacağız.' demiştir. Bügünlerde yaşananlarda tam budur.
Başarılı araştırmacı gazeteci Banu Avar, 'Gün O Gündür' kitabında delilleriyle küresel çetelerin çevirdikleri oyunları bir araya toplayarak bizlerin dikkatine sunmuştur. Batı'nın Türkiye ve ortadoğu çoğrafyasından beklentileri ve bu beklentileri elde etmek için çevirdikleri dümenleri ve kanlı oyunları görmemizi sağlıyor bu kitabında.

Gün O Gündür kitabı yazarın 2010 ile 2012 yıllarında ülkemizde ve çevre ülkelerde yaşanan politik gelişmeler dair günlük kaleme aldığı yazılarından oluşuyor. 2010 yılında gerçekleştirilen yeni anayasa referandumunun kimler tarafından istendiğini, bu günlerde kırgınlıklar yaşadığımız Merkel'den tutun AB konseyi yetkililerinin, ABD 'nin derin devlet sözcülerine kadar herkesin desteklediğini bir kez daha hatırlıyoruz. Financial Times'tan Deplhin Strauss'un, 'Geri kalan anayasa değişiklikleri de yavaş yavaş gündeme gelecek' demesi ile önümüzdeki yılarda yeni referandumların bizi beklediğini gösteriyor. Hatta Batı bu anayasa değişikliği bize resmen dayatıyor. 8 Temmuz 2010'da AB komisyonu sözcüsü Ferran Tarradellas Espuny de 'Türkiye, AB yolunda ilerlemek için, 12 Eylül'de ki referandum da anayasa değişiklik paketini kabul etmelidir!' diyor. Buna benzer daha pek çok örneklerle karşılaşabieceğiniz kitapta yazar gelecek yıllarda Anayasanın kökten değiştirileceğini söylüyor. Çünkü Türkiye'yi bölüp zengin yeraltı kaynaklarını ele geçirmek için bir kukla devlet Kürdistan'ı kurmanın BATI'nın hedefi olduğunu kanıtlarıyla yazıyor. Yazar bunları 2010 yılında yazıyor ve bizleri uyarmasına rağmen, gelecekteki bizi bekleyen tehlikeleri söylemesine rağmen bizler önlem almıyoruz. Ve 16 Nisan2017'de yine Batı'nın istediği bir anayasa değişikliği için referanduma gidiyoruz. Ve hepimiz gördük ki Batı amacına ulaşmak için hile gibi her türlü yola başvurarak istediğini alıyor.

Banu Avar Türkiye'yi bekleyen tehlikenin BÖLÜNME olcağının altını çiziyor bu kitabında. Bunun nedenini ise 2000 yılında Ecevit, Bahçeli, Yılmaz hükümetin imzaladığı ve 2003 'de AKP tarafından onaylanan BM'nin bize dayattığı 'İKİZ YASALARI' dır. İkiz yasaların özelliği,halkların, mezheplerin yani farklı toplumsal kökenlere sahip olanların 'kendi kaderini tayin etme' hakkı veriyor. İkiz yasalar Ulus devletinin intiharıdır.

Gün O gündür kitabı gerek ikiz yasalarda olduğu gibi halktan kaçırılarak imzalanan anlaşmaların ve sürekli gündemin değiştirilmesi ile gözümüzden kaçırılan pek çok olayın perde arkasını anlatan tarihi bir delil niteliğinde.

Yazar bu kitabında Suriye savaşına dair, Batı'nın kirli oyunlarını, anlaşmalarını, itişmelerini yarattıkları katilleride kanıtlarıyla bize sunuyor. Batı'nın bölge üzerindeki emellerine ulaşabilmesi için Türkiye'nin ana kilit görevinde dolayısıyla hedefte olduğunu belirtiyor. Kitapta Türkiye ve ortadoğudaki cehennemin asıl amacının petrol ve zengin yeraltı kaynaklarının oluşturduğunu ve bunu elde etmek isteyen Batı'nın çevirdiği, yazdığı, söylediği herşeyi aktırıyor bize. Yani bu kitap katilleri, çeteleri, doymak bilmeyenleri, hainleri ve en önemlisi dikkat etmemiz gereken gerçek düşmanları gösteriyor. Okudukça görmediğiniz gerçekler canınızı fena yakacak ve sizi fena kızdıracak.

Araştırmacı gazetecilik denince akla ilk gelen isimlerden biridir Banu Avar ve yeri doldurulamayacak ender insanlarımızdandır. Yıllardır içinde olduğumuz ve bizi bekleyen tehlikeleri gerek sanal ortamlarda gerekse köy köy, kasaba kasaba gezerek anlatıyor ve halkını bizleri bilgilendirmeye devam ediyor. Banu Avar gibi değerli aydınlarımızın daha fazla kişilere ulaştırmak ise bizleri görevidir. Çünkü aydınlığa çıkmanın tek yolu okumak ve gerçekte yapılmak isteneni anlayabilmek ve anlatabilmektir.

Gün O Gündür kitabını mutlaka okumalısınız, sevdiklerinize armağan etmelisiniz. Bu kitapta öğrendiklerinizi çevrenize anlatmalısınız. Bu kitabı okuduktan sonra ülkemiz üzerinde oynanan oyunları, Batı'nın figüranlarını daha rahat görebilir ve bizlerin halk olarak yapması ve atması gereken adımları en kısa zamanda görüp doğru bir şekilde atabiliriz.

'Gün O Gündür' kitabı buz kadar soğuk, bıçak kadar keskin. İhanet çemberine dahil olanları gördüğünüzde içinizde büyük bir öfke patlaması olacak. Çünkü iç içe geçmiş, güvenerek oy verip meclise taşıdığımız liderlerin pasifliğini, etkisiz eleman olarak kalışlarını ve neredeyse 70 yıldır tedavi etmek yerine ihanete yenilerinin eklemesi, fırsat verilmesi, göz yumulması ihanetin açık bir resmidir. Bu ihmalkarlığın yarattığı yıkım Vezüv ve Etna yanardağlarını patlaması sonrasında oluşabilecek  yıkımdan daha büyüktür. 

'O Gün' aslında 'Bugün' sarsılmanın ve uyanmanın vakti geldi.

7 Eylül 2017 Heidelberg



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder