Hitler
ve Mussolini'nin yok etmek istediği kitap 'Savaş Günlükleri'
yazarı Galeazzo Ciano
Mussolini'nin damadı.
Bu kitap Mussolininin
damadı olarak bilinen ve Mussolini'ye çok yakın bir isim olan
Galeazzo Ciano'nun 'Savaş Günlükleri' kitabı. Ciano
Mussolini'nin kızı Edda ile evlidir. Edda'nın gönül ilişkileride
karışıktır. 1946'da sürgüne gönderildiği Tiren kasabasına
ait Lipari adasında bir komünistte aşık olmuştur. Faşist bir
baba, faşist bir koca sonra komünist bir sevgili... Edda'nın gönül
ilişkilerini bırakıp damat Ciano'ya ve kitabına dönelim. Kitap
Ciano'nun 2. Dünya savaşına şekil veren, yönlendiren pek çok
önemli isimle yaptığı görüşmeler ve bu görüşmelere dair
düşünceleri ve anılarından oluşmaktadır. Almanlar ve Mussolini
bu günlükleri yok etmek için çok çaba sarfetmelerine rağmen
eşi Edda bu günlükleri İsviçre'ye kaçırarak yayımlanmasını
sağlamıştır. 2 Dünya savaşından sonra savaş suçlularını
cezalandırmak üzere Nürnberg mahkemelerinin kurulduğunu
biliyorsunuzdur. Bu günlükler bu mahkemeye savaş döneminde
Almaya'nın dışişleri bakanı olan Joachim von Ribbentrop alehine
delil olarak sunulmuştur. Kitap, savaşın arka planında yapılan
paylaşımları örneğin Hırvatistan üzerindeki planlar,
İtalya'nın hazırlıksız olarak bu savaşa sokulduğunu,
Arnavutluk'un nasıl işgal edildiğine. Mussoloni'nin kamuoyunda
kendisine karşı yapılan eleştirilere kulak asmadığına dair
daha pek çok konuda tarihi bir kanıt niteliğinde. 'Biz sadece
Almanlara karşı fazla sadık kalmakla suçluyuz' diyen Ciano
almanya'nın İtalya'yı kandırdığını itiraf ediyor. Ayrıca
Ciano Belçika'ya, Almanların ülkelerini istila edeceğine dair
belgeleri sızdırıyor. Daha önemlisi Ciano'nun Pearl Harbor
baskınından dört gün önce Almanya ve İtalya hükümetini
bilgilendirmesi. Kitabın Türkiye açısından da ayrı bir önemi
var. İtalya'nın Türkiye üzerine yaptığı planlar ve
Mussolini'nin Türkiye'ye yönelik tutumundan da bahsetmektedir.
Medeniyeti
şiddet yoluyla kana bulayarak yok etmek amacıyla sahneye çıkan
faşist liderlerin veya yöneticilerinin iç yüzlerinin deşifre
edildiği bir kitap.
Kitapta
Atatürk ve İnönü ile ilgili kısmlarda mevcut. Örneğin; '31
Aralık 1939: Türk Büyükelçisi geldi! Bilmem kaçıncı kez
Ankara'ya davet etti. Halbuki ben 1936'dan başlayarak 1938'in yazına
kadar Ankara'ya gidip Kemal'le görüşmek istediğimi bildirmiştim,
hem Büyükelçiye hemde Ankara'daki büyükelçimiz kanalıyla Türk
Dışişleri Bakanlığı'na. Doğru dürüst cevap alamamıştım
bir türlü. Sonra, Türk Büyükelçiliği'nde çalısan bir
adamımızın çalarak getirdiği telgrafları okudum. Kemal, bizden
de Hitler'den de nefret ediyormuş meğer! Hani 1937'de bazı CHP'li
milletvekilleri ziyarete gelmişti ya? İçlerinden, Mussolini
hayranı, Şükrü Kaya adında bir milletvekili, bir rapor
yazmış, bizim Faşist Konsey gibi bir kurulun kendi meclislerinin
çıkaracağı kanunları denetlemesini önermiş. İsmet de bu
raporu imzalayarak Kemal'e vermiş. Kemal küplere binmiş ve İsmet'i
görevden almış. "Çok yorulduğu için kendine sunulan
raporları bile okuyamayacak kadar beyin yorgunluğuda' görevden
alma gerekçesiymiş. Çünkü İsmet'e bu raporu sorduğunda, İsmet
çok yorgun olduğu için raporu okumadan imzaladığını söylemiş.
Şimdi
İsmet başta, Bizimle dost olmak istiyor Türkiye. Hele biraz daha
beklesinler ...
Kitapta
yer alan başka bir dipnot ise şöyle;
28
Temmuz 1939: Alman dışişleri bakanı Ribbentrop Türkiye'ye yüz
vermezsek İngiliz'lerle kol kola girebileceğini söyledi. Kemal,
sağlığında, İngiliz desteğiyle Balkanlar'da at oynatmak
istiyordu. Yunan ve Bulgar sınırına asker bile yığmıştı.
İsmet böyle bir şeye hayatta kalkışamaz tabi. Ante Markovic,
(Yugoslavya Krallığı başbakanı 1939-1941) telaşlanmış;
yüzyılların Türkler geliyor korkusu adamın ruhuna işlemiş.
Balkan ülkelerini Türkiye'ye karşı kışkırtmayı düşündümse
de vazgeçtim. Kemal'den Sonra Türkiye'nin pek bir anlamı kalmadı
Balkanlar'da. Hitler'de, Ribbentrop'a aynı şeyi söylemiş "Kemal
olsa Türkiye'yle yakından ilgilenmemiz gerekirdi ... O Öldükten
sonra, ONUN çapında kimse yok Ankara'da." Ayrıca İsmet
kendine Milli sef dedirtiyor, Hitler'in "Führer"
Mussolini'nin de"lider"dedirtmesi gibi. Partiside faşizme
son derece yatkın artık; her ne kadar içlerindeki Kemal
taraftarlarından çatlak sesler çıksada arada bir.
Çarpıcı
detaylar bunlar. Bir örnek daha vermek istiyorum.
Eylül
1939 11: İngiliz Büyükelçisi Percy Loraine geldi. Önce Lloyd
George'un aleyhimize yazdığı yazı için özür diledi. Bu arada
Türklerle de konuşmuşlar; Balkanlar'dan uzak durmalarını, İtalya
ne derse onu yapmalarını önermişler. Ankara Kemal'den sonra,
Türkiye'nin var olan sınırları dışında hiçbir ülkeyle
ilgilenmediğini açık açık söylemiş ... Ne Balkanlar'da ne de
Ortadoğu'da.
İlginç
ve mutlaka okunmalı.
Faşistmin
doğduğu topraklardan dünyaya hediye edilen ibret verici bir kitap.
Mussolini ve Hitler yani Naziler kitabı yok etmek için çok
mücadele veriyor ama başaramıyor. Kızı Edda yani Ciano'nun eşi
kocasının anılarını müttefiklere verek basılmasına yardım
ediyor. Kim bilir belkide kocası Ciano'nun öldürülme emrini veren
babası Mussolini'den bu şekilde intikam almıştır. Evet damadı,
kızının kocası, torunlarının babası Ciano'nun öldürülme
emrini Mussolini vermiştir. 1943 yılında Dino Grandi, Yüksek
Faşist Konseyine Mussolini'nin görevden alınmasına dair bir öneri
sundu. 19'a oya karşılık 7 oy sonucunda Mussolini Kral 3.
Vittoria Emanuele tarafından görevden alınarak tutuklandı.
Görevden alınmasına dair evet oyu kullananlardan bir ise damadı
ve güvenilir adamlarından biri olan Galeazzo Ciano'dur. Almanlar
İtalya'yı işgal edip Mussolini'yi serbet bıraktı. Ciano
yakalanıp Musolloni'nin adamlarına teslim edildi. Yargılandı ve
vatana ihanet suçundan 11 Ocak 1944'de İtalyanın güzel şehri
Verona'da sandalyeye bağlandı ve kurşunlandı. Mussolini'nin
biricik kızı Edda dul, üç torunuda yetim kaldı. Katil baba,
katil dede...
Hep
kan, hep ihanet, hep korku... İnsanlar neden kendilerine ve
sevdiklerine cehennemi yaşatırlar ki...