16 Kasım 2017 Perşembe

Zübeyde'nin Sarı Paşası Atatürk 2 Prof. Dr. Kemal Arı Bir Kitap Bin İnsan

Zübeyde'nin Sarı Paşası Atatürk 2 Prof. Dr. Kemal Arı Bir Kitap Bin İnsa

Bazı kitaplar vardır her yaş grubuna, görüşü, inancı her ne olursa olsun herkese rahatlıkla tavsiye edebileceğiniz ve yine her yaş grubuna rahatlıkla hediye olarak alabileceğiniz kitaplardır bunlar. Ve bu kitapları sıkılmadan, ara vermeden bir solukta okumak isterseniz. Prof Dr Kemal Arı'nın Eylül sonunda kitap raflarında iki cilt ve özel bir kutu içinde yerini alan Zübeyde'nin Sarı Paşası Atatürk 1 ve 2, bu tarz bir kitap. Kitabın içeriğinde Mustafa Kemal Paşam olunca kitap ayrı bir anlam ve değer kazanıyor. İlk kitap için yazdığım bu giriş paragrafını ikinci kitap içinde yazmanın önemli olduğunu farkettim. Zira her iki kitapta okunması gereken önemli bir kitap. 

Sarı Paşam kitabının ilk cildi Zübeyde hanım'ın vefatı ile başlarken, kitabın ikinci cildi ise Atatürk'ün ebediyete intikal edişiyle başlıyor.  İnsan satırları okurken iki damla yaşın bir tüy gibi süzülüp düşmesine engel olamıyor. Mustafa Kemal emperyalizme karşı verdiği mücadelede başarılı olmuş ve her karış toprağı işgalcilerden kurtararak bizler bağımsız bir Türkiye Cumhuriyeti armağan etmiştir. Bu kitap Cumhuriyet döneminden günümüze bazı kesimler tarafından kasıtlı bir şekilde Atatürk'e ve onun dev eseri Türkiye Cumhuriyetine yapılan haksız suçlamaları yani doğru diye anlatılan yanlışların gerçekte ne olduğunu anlatan bir kitap. Neyi bilmediğimiz hakkında hiç bir fikrimiz yok. Bu kitap ile Kemal Arı yanlışlarımızı bir öğretmen edasıyla düzeltiyor. 

Peki nedir bu yanlışlar. Yazar ilk ele aldığı hikayede İskilip Atıf hoca ile bilinen yanlışları anlatıyor. Bildiğiniz gibi İskilipli Atıf Hoca belli bir kesimin yani Cumhuriyet ve Atatürk karşıtı olan düşüncenin simgesi haline getirilmiş ve şapka devrimine karşı çıktığı için idam edildiğini iddia edilmektedir. Yazar bu makalesinde bu konuya açıklık getirmiş ve İskilipli Atıf Hoca'nın neden idam edildiğini anlatıyor.  İskilipli Atıf Hoca rüyasında Hz Muhammed'i gören ve onunla konuşan biridir. İstanbulda vaazlar vermeye başlar ama hakkında bazı suçlamlara yapılınca döenmin Seyhülislamı tarafından bodruma sürülür. İkinci meşritiyetin ilanından osnra İstanbul'a geri döner. 31 Mart gerici ayaklanmasına katıldığı tespit edilir ve tutuklanır. 1913 de dönemin harbiye bakanı Mahmut Şevket Paşa öldürülür. O bu cinayette sorumlu tutulur ve ve Sinop'a sürülür. 1918 de Birinci dünya savaşı bitiminde , o, Mustafa Sabri ve Said-i Nursi ile birlikte müderrisler derneğini kurar. Sonra  bu dernek adı 'İslam Teali Cemiyeti' olarak değiştirilir. Derneğin başkanlığını yapar İskilipli Atıf Hoca.  İslam Teali Cemiyeti Anadolu'da İngilizlerle ortaklığa giderek şeriatçı bir devlet kurmak istiyordu. Mustafa Sabri aynı zamanda İngiliz Muhipler Cemiyetinin de üyesiydi.  Anadoluda ulusal savaş başladığında ulusal savaşa karşı çıktılar. Padişah Vahdettin ve Mustafa Sabri ortaklaşa 'Atatürk'ün ve Anadolu'da emperyalizme karşı direnenlerin öldürülmesinin dinsel bir görev olduğunu belirten fetvayı yazdılar. İskilipli Atıf Hoca başkanlığında İslam Teali Cemiyeti bir bildiri yazarak, Yunan uçaklarıyla Anadolu'ya dağıtıldı. Bu bildiride, Atatürk için  Selanik dönmesi, yankesici, fitneci, hain, haydut, alçak,melun,cani,zalim, hırsız, canavar gibi ifadeler kullanılıyordu.  Ayrıca Almedar gazetesinde yazdığı yazıların birinde şunları söylüyordu. 
' İslam kilidinin anahtarını, İngiltere'nin eline teslim etmekte İslam için bir tehlike yoktur!'
Kısaca İskilipli Atıf Hoca bu. Daha fazlası için bu kitabı okuyabilirsiniz. 


Kitapta ele alınan konu sadece İskilipli Atıf Hoca olayı değil,  Bunun yanı sıra yine belli çevrelerce gerçeği yansıtmayan açıklamalara tanıklık ettiğimiz Atatürk'ün Mal Varlığı'nı, İsmat Paşa Camileri kapattı iftiralarının asıl gerçeği,  Çakma tarihçiye yanıt yazısında Atatürk ve manevi kızı Afet hanım a yapılan iftiralara son noktayı koyuyor yazar. Ayrıca Atatürk çakma Napolyon'muş, derin tarih olarak hayatımıza giren ve hergün yeni bir saçmalığı gündeme taşıyan tarihçilerin kaynak olarak gösterdiği Rıza Nur kim olduğunu okuyabileceksiniz. Cilt 2 de son dönemde Atatürke yapılan haksız saldırı ve iftiralara karşı verilen en güzel cevap niteliğinde bu kitap.

  Neyi bilmediğimiz hakkında hiç bir fikrimiz yok. Okumadan araştırmadan atıp tutuyoruz. Belkide bu sebep yani törpülenmemiş cehaletimiz tüm problemlerin kaynağı. Oysa okumakla aşılabilir bütün sorunlar. Cahil kaldıkça bir kısır döngü içinde dönüp duracağız ve bu şeklide daha kolay yem olacağız emperyalizme. Atatürk'ün bizlere armağan ettiği Türkiye Cumhuriyetine yakışır bireyler olabilmek için kitap okuyalım ve okutalım. Kitap karanlıklara hapsedilmiş toplumları aydınlatacak tek meşaledir. 

Yazar Atatürk Yeniden Keşfedilecek makalesinde gerek ülkemizde gerekse ortadoğuda kurtuluşun Atatürk'ün yeniden keşfedilmesiyle mümkün olacağının altını çiziyor. Sizcede haklı değil mi?

16 Kasım 2017
Heidelberg

2 Kasım 2017 Perşembe

Zübeyde'nin Sarı Paşası Atatürk 1 Prof. Dr. Kemal Arı Bir Kitap Bin İnsan

Zübeyde'nin Sarı Paşası Atatürk Cilt 1 Prof. Dr. Kemal Arı Bir Kitap Bin İnsan
Bazı kitaplar vardır her yaş grubuna, görüşü, inancı her ne olursa olsun herkese rahatlıkla tavsiye edebileceğiniz ve yine her yaş grubuna rahatlıkla hediye olarak alabileceğiniz kitaplardır bunlar. Ve bu kitapları sıkılmadan, ara vermeden bir solukta okumak isterseniz. Prof Dr Kemal Arı'nın Eylül sonunda kitap raflarında iki cilt ve özel bir kutu içinde yerini alan Zübeyde'nin Sarı Paşası Atatürk 1 ve 2, bu tarz bir kitap. Kitabın içeriğinde Mustafa Kemal Paşam olunca kitap ayrı bir anlam ve değer kazanıyor.

Kitap Prof. Dr. Kemal Arı'nın belli dönemlerde kaleme aldığı yazılardan oluşuyor. Bu yazıların ortak özelliği ise Mustafa Kemal paşam ve onun büyük eserine ait. Kitabın ismi her ne kadar Zübeyde'nin Sarı Paşası Atatürk olsada kitap Zübeyde hanımın oğlu olan Mustafa Kemal Atatürk'ün Emperyalizmle mücadele ederek nasıl bağımsız çağdaş bir Türkiye Cumhuriyeti yarattığını kurtuluş savaşı kronolijisi takip edilerek anlatılıyor. Yazar Atatürk için; 'O, vahşi ve ırkçı kapitalizmin şahlandığı bir zaman diliminde ve tarihsel evrede, ulusuna önderlik ederek, emperyalist saldırıları öz yurdunun topraklarında yenmeyi başarmış büyük bir kahramnadır' diyor.


Zübeyde'nin Sarı Paşası Atatürk cilt 1, kitabının ilk hikayesi Zübeyde hanım'ın ölümünün Atatürk'e haber verilmesi ile ilgili. Zübeyde hanım ağır hastadır ve umut yok gibidir. İzmir'den gönderilen şifreli telgraf çözüldüğünde durumu Gazi'ye nasıl anlatılacağı telaşı başlar, Atatürk durumu anlar ve 'Annemin öldüğünü biliyorum' der. Hikaye Zübeyde hanım ile oğlunun arasında hep özlem olduğunu anlatır. Zübeyde hanım hiç istemezdi oğlunun asker olmasını ama Mustafa'nın isteğine de karşı gelmeyi hiç düşünmedi. Ve 15 yaşında Manastır Askeri Lisesine girer Mustafa ve Zübeyde hanımın ölümüne kadar hiç bitmeyecek olan özlemi başlamış olur bu şekilde. Dile kolay bir ülke kurtaracak bu yiğit.

Atatürk'ün Manastır askeri lisesinden cumhuriyetin kuruluşuna kadar geçen dönemlere ait toplumu ilgilendiren ve her biri bilinmesi gereken kahramanlık hikayeleri mevcut kitapta. Örneğin pek bilinmeyen Albay Reşat Bey'in intiharı. Neden ve niçin intihar etmiştir Albay Reşat bey, Çiğiltepe'nin isimsiz kahramanıdır Albay Reşat, Çiğiltepe'nin önemi ve Albay Reşat'ın unutulmaması gereken bir kahraman olduğunu öğrenebileceksiniz bu hikayede. Bu arada Albay Reşat bey Türk yazar şair ve devlet adamı Ziya Paşanın oğludur. Kitapta ismi geçen kahramanlardan sadece biridir Albay Reşat bey, İzmir'in unutulan fatihi Yüzbaşı Şerafettin, Antep'in kahramanı kara yılan, Çanakkaleyi geçilmez yapan isimsiz kahramanlar, düşmana Sakarya'da geçit vermeyerek, Ankara'ya ulaşmalarına izin vermeyen ve adım adım ve ölümüne düşmanın üzerine yürüyerek işgal ordularının İzmir de denize döken sayısız kahramana adanmış özel bir kitap. İlk paragrafda belirttiğim gibi bu kitap herkese her kesime hitap ediyor. 
Bu kahramanları bilmeyenler yanlış bir tarihi bizlere sunuyor ve sunulan bu yanlış tarihi gerçek sanarak inanıyoruz. Arı, bazı hikayelerde de bu kasıtlı yapılan yanlış tarih ile kandırılmak istenen halkımıza olayı doğru anlatarak bilgilendirme görevi üstleniyor. Örneğin Selanik belediye başkanının Atatürk'ün doğum yerinin bilinen ev olmadığını, langaza'da doğduğunu belirten yanlış bilgilendirmenin kafa karıştırmak ve bu haberlerin doğruluk payının olmadığını asıl amacının Atatürk ile ilgili bilinen gerçekleri yok ederek kafa karışıklığına neden olmak olduğunu belirtiyor. Yine buna benzer 40 bin altın masalı ilede belli bir kesimin inatla Mustafa Kemal Atatürk'e çamur atma telaşında olduklarını göstererek olayın gerçeğini okuyuculara aktarıyor. Ayrıca Birinci İnönü savaşı olmadı, Lozan bir hezimettir gibi Türk toplumunun kurtuluş savaşından ve devamında bağısızlığını simgeleyen önemli günlerin ve olayların tarihi hiç bir delili olmadan gerçeklikten uzak, aklı izahı bulunmayan savlarla yok edilmek istenmesinin önüne geçerek mevcut yanlış bilgileri birer birer çürütüyor. Cehalete karşılık bilgiye kanıtlarla yok ediyor bu asılsız iddiaları.
Okumanız ve okutulmasına destek vermeniz gereken önemli bir kitap 'Zübeyde'nin Sarı Paşası Atatürk cilt 1' kitabı. Yaklaşan önemli günlerde sevdiklerine armağan edebileceğiniz çok değerli bir kitap. Zübeyde'nin Sarı Paşası Atatürk'ün, aklını, cesaretini, ileri görüşcülüğünü ve vatan sevgisini her zaman ön planda bulundurarak emperyalizmi nasıl dize getirdiğini ve enperyalizmin bu topraklar üzerinde ki emellerine kavuşma izni vermediğini ve çağdaş tam bağımsız bir Türkiye Cumhuriyeti kurduğunu göreceksiniz. Atatürk'ün bilgi, azim ve kararlılığına saygımız sonsuz.

Emperyalizm demişken Atatürk'ün ABD'li General Harbord ile görüşmesindeki şu anlamlı konuşmayı aktarmamak olmaz diye düşünüyorum.

General Harbord 'Bir milletin intiharına mı şahit olacağız' düşüncesiyle Anadolu'ya gelir ve incelemeler yapar. Amacı Anadoluda Amerikan mandası kurulup kurulamayacağıdır. Kendisine verilen ermeni bir çevirmeni ret eder ve Türk asıllı bir çevirmen ister. General Harbord Sivas'ta Atatürk ile buluşur.

Harbord; 'Tarihinizi okudum. Çok büyük işler yapmışsınız... Ancak şu an ki halinize bakalım. Her taraftan sarılmış durumdasınız. Zaman zaman insanların intiharına şahit oluyoruz; şimdi de bir milletin intiharına mı şahit olacağız?'

Bu konuşma esansında Mustafa Kemal Aatatürk gerilir ve elinde ki tespihin ipi kopar ve tespihin taneleri yere dağılır. Mustafa Kemal Paşam eğilir ve tespih tanelerini toplamaya başlar ve bir yanda da konuşur.

'Sayın general! Bu millet, emperyalistlerin kirli çizmelerinin altında ölmektense kendi öz evladının kollarında ölmeyi yeğler. Bu bizde milli bir ananedir. Ama ben onu öldürmeyeceğim; bu tespih tanelerini topladığım gibi, ondan bir bütün yaratacağım ve zafere ulaştıracağım. Ya İstiklal Ya Ölüm'

General harbord bu söz karşısında söyleyecek söz bulamaz yerinden kalkar kapıya doğru gider. Kapıdan çıkmak üzereyken, döner ve şunları söyler:

'Sizi kutlarım... Bizde olsak, bizde aynısını yapardık!'

Değerli dostlar yaşadığımız topraklar küresel çetelerin kirli oyunları ve emelleri için hallaç pamuğu gibi karmakarışık hale getirilmektedir. Çıkar ve menfaat savaşı yaşanmaktadır. Bu bir savaştır. 3. dünya savaşıdır. Açlık çeken kapitalizm midesini doldurabilmek için bölgenin zenginliklerini ele geçirme savaşıdır. Bu kaostan bu sonu belirsiz kargaşadan kurtulmanın tek yolu Mustafa Kemal Atatürk'ü yeniden keşfetmek ve yeniden doğru anlamakla mümkündür. Kurtarıcıyı uzaklardan aramaktan ziyade bize bağımsız bir ülke bırakan Mustafa Kemal Paşamdır. Kurtuluş reçetesi Mustafa Kemal Atatürk'ün fikirlerinde bulabiliriz. Mustafa Kemal Atatürk doğru anlamaya ve doğru anlatmaya mecburuz. 

2 kasım 2010 Heidelberg