3 Temmuz 2017 Pazartesi

Necip Hablemitoglu 'KÖSTEBEK' Bir Kitap Bin İnsan

Yazarının ölümüne neden olan kitap KÖSTEBEK.

Yıl 2002. Dr. Necip Hablemitoğlu, "Türkiye Cumhuriyeti, şeyhler, dervişler, müritler ve meczuplar memleketi olma yolunda, devrimlerden dönüş sürecinin sancılarını yaşıyor' diyor ve kendince mücadele etmeye başlıyor ve bu mücadelesini de hayatıyla ödüyor. Köstebek kitabı çok açık net olarak, Fettullah Gülen'in derin devlet örgütlenmesinin Türkiye Cumhuriyeti’ne ağır ve yakın bir tehdit olacağını anlatıyor. Bu amaçla çok uluslu istihbarat ilişkilerine girdiğini ve küresel güçlerin desteğini aldığını örneklerle isim isim deşifre ediliyor kitapta. Cemaatin devletin hemen hemen tüm kurumlarına sızdığını, özellikle Vali, Kaymakam ve Yargı kadrolarıyla emniyet teşkilatının istihbarat kadrolarında önemli mevkileri ele geçirdiklerini anlatıyor. Hrant Dink cinayeti için hazırlanan senaryonun arkasında Gülen cemaatinin olduğunu, cemaatin kendine engel olan Atatürkçü ve laik isimlere nasıl kumpas ve iftira atarak itibarsızlaştırdıklarını, devletin tüm kademelerini ele geçirmek için nasıl sinsi planlar yaptıklarını ve bunları yaparken doğru olmayan, hukuğa aykırı yolları tercih ettiğini açıkca belgeleriyle okuyabileceksiniz. Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği ve Türkan Saylan'a yapılan yok etme projesinin asıl nedeni de ayrıntılarıyla yer alıyor kitapta. ÇYDD'nin neden Fettullah Gülen'in hedefi haline gelme nedeni, Gülen cemaatinden kaçan gençlerin cemaatin kirli iç yüzünü anlatmaları ve bu hikayelerin kitap hale getirlmesi ve cemaate karşı davanın açılmasında en etkin gücü bu derneklerin oluşturmasıdır. ÇYDD ve Türkan Saylan'ın linç edilme nedeni bu. Ayrıca bu vakıflar, Gülen ve diğer İslamcı cemaatlerin tuzağına düşüp sonra bu cemaatlerden kurtulmak isteyen gençlere hem yardımcı oluyor hemde burs veriyorlar. Onlara Cumhuriyet devrimlerini ve aydınlanmayı anlatıyorlar.

Gerek Köstebek kitabı gerekse Bergama dosyasında ele aldığı konularla hem Alman istihbaratının hemde Cemaatin hedefi haline geliyor Hablemitoğlu. Ve bir vatansever ve gerçek bir Atatürkçü 18 Ararlık 2002 de evinin önünde uğradığı silahlı saldırı sonucu hayatını kaybetti. Cinayette kullanılan mermiler ABD üretimi olup ve hedefe girdiğinde öldürücü etkisi fazla olan bir mermi çeşidi olduğu ortaya çıktı. Beyne sıkılan bu kurşunlar sigorta atışı yani garantili öldürme atışı olup hedefin düşüncelerinden dolayı öldürüldüğünün kanıtıdır. Hablemitoğlu'nun katili ülkemizi bugün kü duruma yani içinden çıkılması zor bir bataklığa çeviren ve ülkemiz topraklarında gözü olanlardır. Yazarının ölümüne neden olan kitap KÖSTEBEK'i , ne yazık ki Necip Hablemitoğlu tamamlayamamış ve yazdıklarından rahatsız olanlar tarafından susturulmuştur. Kitap eşi Şengül Hablemitoğlu tarafından bitirilip yayımlandı. Türkiye ve Türklüğü yok etmek isteyen güçler, bu zamana kadar aydınlatılamamış faali meçhul cinayetleri işlemiş ve işlenmeye devam edecektir. Cumhuriyet şehidi olan gercek bir atatürkçü ve türklüğü benimseyen Necip Hablemitoğlu'nun bu kitabını zaman kaybetmeden okumanızı önerir ve Necip Hablemitoğlun'a da diğer faili meçhuller gibi sahip çıkılmasını ve unutulmamasının gerektiğini hatırlatırım. Ülkemiz bol miktarda hain yetiştirirken Hablemitoğlu ve diğerleri gibi ender de olsa değerli isimler yetiştiriyor. Fakat bu isimlerde emperyalizmin hedefi haline geliyor. Tüm faili meçhul cinayetlerde silahı çeken el farklı olsada, o ele o silahı ve o silaha o mermiyi koyan el aynı eldir.

Okuyun ve okutun.

20 Ocak 2003 Heidelberg

Hanefi Avcı 'Haliç'te Yaşayan Simonlar' Bir Kitap Bin İnsan


Kitap iki bölümden oluşuyor. Birinci bölüm devlet kurumlarının kof olduğunu, basit sorunları bile çözme yeteneğine sahip olmadığını, yetersiz teknoloji, yetersiz istihbarat toplama ve benzeri alanlarda ne kadar ağır ve yavaş çalışıldığına şahitlik ediyoruz. Hanefi Avcı'nın polislik mesleği gereğince ve görev aldığı şehirlerde ki olayların ve anılarının özellikle 1980'li yıllarda yaşanması ve o yıllarda Türkiye'nin pek çok konuda ne kadar yetersiz olduğunu tüm çıplaklığı ile anlatıyor yazar. Kitabı okurken 90 yıllık cumhuriyetin nasıl ayakta kalmış şaşıracaksınız. Ihaleler hileli, tapu, trafik, gümrük ve daha bir çok devlet kurumunda rüşvetciliğin, adam kayırmacılığının ve torpilin normal hale geldiğini Avcı'nın anılarıyla ve tecrübeleriyle öğreniyoruz. Bizler saf saf yaşarken birileri haksız elde etikleri paralarla salatanat hayatı sürüyor. Mit'in, pkk, dhkp/c ve mersinde örgüt ayağı oluşturulan müslüman kardeşler gibi daha pek çok konuda bilgisiz olduğunu şans eseri bazı olayları çözmeleri devlet kurumlarımızın acemice çalıştığını anlatıyor bize. Bu ciddi konularda yabancı istihbaratının bizim ihtibaratımızdan daha çok bilgi sahibi olduğunu da anlatıyor yazar. Özellikle PKK'nın ne olduğunu Almanlar öğretiyor bize. Devletin veya devletin arkasında ki gizli ellerin, kasıtlı olarak psikolojik harekatta bulunarak halkı birbirine karşı kullandığı yani devlet, halkını rejime muhalefet edenlere karşı kışkırtmış, bizzat kendi vatandaslarını yine kendi vatandaşları olan rejim muhaliflerine karşı fiili saldırılarda bulunması için kullanmış ve kullanmak istemiştir.
Kitabın can alıcı bölümü ise ikinci bölüm. Cemaatin sinsice çalışarak devleti oluşturan kurumların yerle bir olduğunu, koca devletin içten içe eridiğini, adalet ve güvenlik kurumlarının adaletsiz ve güvensiz hale nasıl dönüştürüldüğünü ve bu durumun farkinda olan devlet görevlilerinin buna karşı gelmediğini veya gelemediğini okuyacaksınız. Cemaat hileyle, yalanla sahte ve düzmece evraklarla, santajlarla, akla gelmeyecek çeşitli yöntemlerle kendilerine engel olabilecek ve önemli mevkilere sahip vatansever, Atatürkçü ve dürüst insanların hayatlarını karartarak, tuzağa düşürerek, haysiyetleriyle oynarak etkisiz hale getiriyor ve hedefledikleri sonuca hızlı adımlarla koşuyorlar. Hedefi Türkiye Cumhuriyetini yıkmak olan cemaatin gerçek yüzünü okuyabileceğiniz ender kitaplardan biri Haliç'te Yaşayan Simonlar. Çocuklarımıza bu kitapları ders kitabı olarak okutmaya ve cemaatin ne kadar tehlikeli bir yapı olduğunu göstermeye mecburuz. Bu kitap 90 yıllık Türkiye cumhuriyetinin nasıl yıkılma aşamasına getirildiğini gösteren gerçek bir baş yapıt. Hala birileri bu ülkede herşey güllük gülistanlik türküleri söylüyorsa biliniz ki o kişi haindir. Elele tutuşup Türkiye Cumhuriyetinin yıkılışını izliyoruz. Bizi bu günlere getiren ve bizi yönetmek icin bizlerden oy alanlara, ben aydınım diye geçinip memleketin süreklendiği bataklıüı göremeyen sahtekarlara yazıklar olsun. Göz şöünde bulunan tüm isimler neredyese ihanetin bir aktörü halindeler. Yazıklar olsun damarlarında asil kan barındırmayan ve değerlerime saygı duymayan emperyalizmin uşaklarına... Bu truva atları her yerdeler ve bizleri kandırmaya devam ediyorlar. Herşeyi sorgulayın, kimseye inanmayın. Ve okuyun çok fazla okuyun. Önce bizler aydınlanmalıyız yoksa karanlığa gömüldüğümüzün farkına varamayacağız. Bize ışık sunanlar bizden değil.
2 Mart 2016 Heidelberg