Bir kitap Bin insan 'Silüetler Atlası Anadolu' Feyyaz Fernando Alaçam
Farkında mısınız bilmiyorum ama insan olduğumuzu unuttuğumuz bir çağdayız. İnsanı insan yapan o tüm saf duyguları yok edip, yerine insanı insanlıktan uzaklaştıran tüm igrenç özellikleri içimizde toplayarak kendimizi insan kılığına sokuyoruz. İşte bu kitapta insanı insan yapan o saf duygularla yazılmış ama sizin bildiğiniz türden masa başında kurgulanmış o duygudan yoksun, yavan hikayelerden olmayan ve bire bir yaşanmışlığı, acıyı, umudu, mutluluğu, sevgiyi ve daha pek çok naif ve nesli tükenmekte olan duyguları en saf haliyle içinde barındıran sıcacık öyküler bulacaksınız bu kitapta.
Yoz bir siyaset sistemi içinde bir değirmende eşek gücüyle öğütülen buğday gibi öğütülüyoruz. Öğütülen buğday işe yarardı, bulgur olurdu, un olurdu, keşkelik olurdu. Ama bu sistem içinde yozlaştırılan bizlerden bir bok olmuyor. .
En çok sağır, kör ve dilsiz olmak istediğim bir dönemdeyim. Ortalıkta devlet erkanlarınca söylenmiş ve söylenmeye devam edilen çirkin ve itici cümlerler ve görüntüler var. Şehide kelle yakıştırması yapmak, anadolumun efendisi sayılan köylüme 'Ananına al git LAN' demek, polise emri ben verdim demek, sürekli olarak anadolumuzun aydın, çalışkan ve emektar kadınlarımıza yönelik uygulanan sindirme korkutma ve toplumda etkinsizleştirme çabaları,kadın dövmek sevaptır, börek yapmasını bilmeyen kadının yuvası yıkılır gibi olağanüstü aforizmaları. küçücük kızlarımızla evlenmeyi caiz görüp bunu yasalaştırmak için yasa teklifi hazırlamak, HAYIR'cılar terörristir demek, sandıktan HAYIR çıkmazsa iç savaş çıkar demek ve daha bir çok içinde cehalet, kini, bilgisizliği ve hoşgörürsüzlüğü barındıran cümleler duymaktan sıkıldım. Ya siz sıkılmadınız mı? Herşeyden çok mu memnunsunuz? Cevabınız HAYIR ise devleti yönetme bilgi ve tecrübesi olmayan bu devlet erkanının bizleri yozlaştırma çabalarına dur demeye mecburuz. Neden mi bu ülkeyi yeniden güzel ve yaşanılası bir ülke yapmamız için bu şart.
İşte bu nedenle önce bu kitabı okuyun. neleri kaybettiğimizin farkına varın. Sonra bu kaybettiklerimizi tekrar kazanmak ve yaşam şekline dönüştürmek için emek verin. Bununla da yetinmeyin, eşinize, dostunuza, çocuğunuza, komşunuza, herhangi bir kuyrukta beklerken hiç tanımadığınız birisine dahi, bu insanı insan yapan duygulardan bahsedin, davranışlarda bulunun bir fiil uygulayın. Eğer bu filizin yeniden yeşermesini başarabilirsek yukarıda anlatığım hiç bir çağda eşi benzeri görünmeyen bu devlet erkanını değiştirebiliriz. İnsan olmamızdan uzaklaşmamıza etken olan tüm yanıltıcı sistemleri elinizin tersiyle itip, insan olmaya doğru yakınlaşmamıza ihtiyaçımız var. Yönünüz ve kıbleniz insan olsun.
Okumanız ve ve hep okutmanız dileğiyle. Kitapla kalın ve hep insan kalın.
16 Şubat 2017 Heidelberg
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder