26 Nisan 2017 Çarşamba

'Gizli Belgelerde Türkiye'nin Sırları MAHREM' Barış Terkoğlu, Barış Pehlivan Bir Kitap Bin İnsan

Bir Kitap Bin İnsan 'Gizli Belgelerde Türkiye'nin Sırları MAHREM' Barış Terkoğlu, Barış Pehlivan

Yaratılan yapay gündemlerin etkisinde kalarak gerçekten Türkiye ve bizler için hayati öneme sahip gündem konularını yeteri kadar idrak edemiyor, tartışamıyoruz. Durum böyle olunca hangi keramete bindirildiğimizi ve nasıl bir cehenneme götürüldüğümüzü ve bu cehennemde aç kurtlar misali bizi bekleyen iç ve dış düşmanları doğru analiz edemiyoruz.

Önce bu sistemin bu şekilde gitmesinin bizi yok edeceğine inan.

MAHREM ezberlerinizi ve kulaktan dolma yanlış bilgilerinizi bozacak bir kitap. Wikileaks belgeleriyle ortalıklara saçılan ülkeler arası gizli yazışmaların analiz edildiği bu kitap, baş köşenizde durması gereken ve sevdiklerinize ısrarla ama ısrarla okumaya tavsiye edeceğiniz değerde bir kitap.
Mahrem, 15 yaşındaki bir kız çocuğunun 10 yaşından 15 yaşına kadar 84 kişinin tecavüzüne, fuhuşa zorlanmasına ve şiddete maruz kalmasına ve yaşadıklarını Erzurum Polis Merkezine ' Devletin koruması altındasın, bunu yapanlar hak ettiği cezayı alacak, korkma anlat!' denilmesi üzerine 15 yaşındaki tecavüz mağduru kız herşeyi anlatmaya başlıyor yardım edileceği umuduyla. Sonrasında satır satır mağdur kızın nasıl daha da mağdur edildiğini okuyacaksınız. Tecavüz sanıklarından biri ise Fethullah Gülen'in kardeşi S. Gülen. Gülen'e zarar geleceğinden korkan Gülencilerin bu tecavüz olayını nasıl hasır altı etmek için oynadıkları oyunları ve AKP'nin devreye girerek S.Gülen'in ve diğerlerinin aklandığına tanıklık edeceksiniz. Bu yollarda beraber yürüdük isimli şarkının iki aktörü AKP ve Gülen'in hukuk ve yasalara nasıl tecavüz ettiklerini okuyacaksınız. Belki meydanlarda RTE'nin neden 'Ne istedilerde vermedik.' demesini daha iyi anlayabilirsiniz bu kitap sayesinde. Eğer anlamanız kıtsa kitapta devam eden konularda Cemaatin AKP nin desteği ile nasıl büyüyüp budaklandığını, yurtdışında okullarının açılmasına desetek verildiğini, polis ve TSK'yı nasıl ele geçirdiklerini, Kozmik odaya girebilmek için çevirdikleri dalavereleri okuyunca AKP ve Cemaatin et ve tırnaktan farksız olduğunu göreceksiniz. Yani birbirlerini düşman ilan etmeleri anlamsız aslında her biri bir düşman. Türki Cumhuriyetlerdeki (Azerbaycan, Özbekistan, Türkmenistan vb.) ülkelerde Cemmate karşı başlatılan kısıtlama, yasak ve cemati ülke sınırlarının dışına çıkartma adımlarında araya Erdoğan'ın girerek Cemaati nasıl kurtardığını bulacaksınız kitapta. Meydanlarda RTE'nin 'Ne istedilerde vermedik.' demesinin anlamı daha da derin. Mahrem kitabında bu derinliğin bir kısmını Wikileaks belgelerinin ışığı doğrultusunda bulacaksınız.

Bu kitapta Truva atlarını, ABD'nin gözüne girebilmek için kendini pazarlayanları, ülkemizde bulunan ABD konsolosluklarının CIA gibi çalıştığını ve bu konsolosluklara kimlerin raporlar ve bilgiler sağladığına dair çarpıcı belgeleri bulup okuyacak ve okurken de ihanetin büyüklüğünü düşüneceksiniz.

Hedefteki ülke Türkiye. Ülkemizin bu hedefe nasıl hazırlandığını ve neredeyse ben sizdenim diyenlerin bile bir köşede ihanetin parçası olduğu göreceksiniz. Hep söylemişimdir bu ülkenin en temel sorunu, 'Vatanseverlerin siyasetten uzak, vatan hainlerinin ise siyaset ile uğraşmalarıdır.'
Ülkemizi kurtarmak istiyorsak yıllardır değişmeyen ve ülkemize faydadan çok zarar getiren ve ülkemizi bir bataklığın içine sürüklüyen politikacılardan kurtulmanın zamanı geldi.

Barış Terkoğlu ve Barış Pehlivan'ın Wikileaks belgelerine dayanarak hazırladıkları 'Gizli Belgelerde Türkiye'nin Sırları MAHREM' kitabını lütfen okuyun ve okutun. Vaygeçin saçma sapan televizyon programlarını izlemekten. Beyninizi ele geçirmelerine izin vermeyin. Düğmesine basıp kapatın bir daha hiç açmamak üzere gerekirse çöpe atın veya yakın sizi aptallaştıran aptal kutuyu. Kitap okuyalım, okutalım aydınlanalım. İnanın en çok buna ihtiyacımız var.


26 Nisan 2017 Heidelberg

25 Nisan 2017 Salı

Mehmet Beşeri 'Bazen Turuncu, Bazen Kırmızı DEVRİM' Bir Kitap Bin İnsan

Bir Kitap Bin İnsan 'Bazen Turuncu, Bazen Kırmızı DEVRİM' Mehmet Beşeri


Theodere Rooswelt; ' Dünyada herkesten önce ezmek istediğim iki güç İspanya ve Türkiye'dir' der.
Bu söz dahi ABD'nin Türkiye'ye bakışını çok net anlatıyor.

Tozlu raflara terk edilmiş kitapları büyük bir titizlikle inceleyerek, satır aralarında unutulmaya yüz tutmuş ve mevcut Ülkemizde ki sorunları daha doğru analiz ederek anlamamıza yardımcı olacak dipnotları okuyucusu ile bu kitapta buluşturmuş yazar Mehmet Beşeri. Gerek ABD'nin gerekse diğer emperyalist devletlerin ve bu ülkelerin ülkemiz içindeki piyonlarının Türkiye Cumhuriyetini yavaş yavaş nasıl yok ettiklerini okuyacaksınız bu kitapta. Örneğin ABD'nin ilk kez bir yabancı topraklarda 1863'te açtığı okulun Robert koleji olduğunu öğreneceksiniz. 1894 de Elazığ'da 83 adet protestan okulunun da açıldığınıda. Emperyalizmin çevirdiği dolaplara dair pek çok bilgiyi bulabileceğiniz bu kitapta ayrıca Atatürk ve İnönü döneminden günümüze kadar ABD ilişkilerini ana hatlarıyla bulabileceksiniz. Adım adım emperyalizme teslimiyetin kanıtıdır bu kitap. Yabancı sermayenin önündeki engellerin kaldırılmasını, ilk borçlanma ve devalüasyon, Marschal yardımı ve Truman Doktrini, Menderes olayı, 27 Mayıs cankırımında CIA'nin rolü ve benzeri pek çok tarihimize ışık tutacak satır aralarında kalmış bilgileri tarafsız bir gözle yazılmış bu kitapta okuyabileceksiniz.

Emperyalizmin maşası görevinde bulunanlarında yer aldığı kitap sizi hem bilgilendirecek hemde düşündürtecek. Mehmet Ali Birand'ın 'İstanbul o kadar güzel ki, Türklere bırakılmayacak kadar' sözünü kaçımız hatırlıyor. Veya kaçımız biliyor Özbek asıllı ve Sovyet ordusunda subay iken Ruzi Nazar'ın ABD'nin safına geçtiğini, sonrasında CIA adına çalışmaya başlamasını ve 1959 da CIA'nin Türkiye masası şefi olarak atandığını. Hatta bu Ruzi Nazar'ın Alparslan Türkeş'in en yakın dostu olduğunu. Toplumun her kesimini kontrol altında tutmak isteyen ABD'nin Adalet partisinin kontroldan çıkması durumunda alternatif olarak CKMP'ye nasıl el atarak, Ruzi Nazar'ın desteği ile Alparslan Türkeş'in partinin başına getirilişini ve sonrasında partinin amaca uygun olarak isminin değiştirilerek MHP, Üç Hilal, Bozkurt ve Başbuğ yapıldığını öğreneceksiniz.

Tüm bu bilgileri belleğinizden süzerek irdelediğinizde, bugün Türkiye siyasetinde bakıldığında MHP nin izlediği yolun nedenini daha iyi anlayabileceksiniz. Türk milliyetçilği ne yazık ki Türk milliyetçileri tarafından değilde ABD'nin çıkarlarına hizmet edenlerce kontrol altında tutulduğunu daha iyi anlayabilirsiniz bu kitabı okuyarak.

Mehmet Beşeri'nin bu kitabını ve Şifre Bizim Ölülerimiz ve yeni piyasaya çıkan Aklıevvel kitaplarını okumanız ve okutmanız tavsiye ederim.

Türkün Türkten başka dostu yoktur felsefesi ile yola çıkarak nasıl bir işgal ve kuşatma altında olduğumuzun artık farkına varmalı ve savunma için birlik olmalıyız. Bunun içinde bizden gibi görünüp bizleri yok olmaya sürükleyenlere artık dur demeliyiz.

Kitap okuyalım kitap okutalım. Dostlarımıza, çocuklarımıza kitap hediye edelim. Cehaletimizi yenmediğimiz müddetçe Ülkemiz üzerine oynanan oyunları farketmemiz zor.


25 Nisan 2015 Heidelberg